Çok dil öğretmek zorunda mıyız?


Artık dünyanın dili olarak her zaman ve her yerde karşımıza çıkan ve mutlaka çok iyi konuşulması, yazılması, okunması kısacası iyi öğrenilmesi gereken dil olan İngilizcenin biz “tam öğretilmesinden” yanayız. Bu yüzden temel eğitimde sadece İngilizceyi yoğun bir şekilde veririz. Anaokulu ve ilkokul çağında farklı açılardan kulağı ve gözü dile maruz kalan çocukların İngilizce kendini ifade edebilme yetilerinin daha gelişmiş olduğunu biliyoruz. Öğrencilerimizin İngilizcesi belli bir seviyeye (B1)  geldiğinde, diğer dilleri de seçmeli olarak ortaokul düzeyinde vermeye başlarız. Böylece öğrenciler dil yolculuklarına yeni bir dil eklediklerinde, bu dili çok daha hızlı bir şekilde öğrenip içselleştirebilirler.

Anaokulunda; İngilizceyi ders olarak öğretmek değil, İngilizceyi ikinci dil haline getirerek, psikolojik bariyerin olmadığı bu taze beyinlerin “etkili iletişim aracı” olarak kucaklamalarını ve sevmelerini sağlıyoruz. Böylelikle öğrencilerimiz İngilizceyi sıfırdan öğrenilen bir yabancı dil olarak değil, Türkçe’nin yanında eşlik eden ikinci bir dil olarak algılıyorlar.

İlkokulda İngilizce eğitimlerimizde kullandığımız, “Durum Bazlı Öğrenme Yaklaşımı” ile öğrencilerimiz kendi doğal dil öğrenme hızlarını yakalayarak, ölçülebilir etkin konuşma becerisi kazanıyorlar. İlkokulu bitiren öğrencilerimizin seviyeleri; Cambridge English, Flyers sınavlarının yanı sıra; Bilişim Eğitim Grubu tarafından üretilen Türkiye’nin ilk ve tek “user adaptive” test sistemi olan CATX ölçme değerlendirme sistemiyle de ölçülür.

Ortaokulda İngilizce eğitim kur sistemiyle verilir. Dil okullarında olduğu gibi öğrenciler, kendi seviyesinde öğrencilerin olduğu gruplarda eğitim alırlar. Bu sayede özgüven ve derse iştirak artar, öğrenme ve yabancı dili davranışa dönüştürme süreçleri hızlanır. Avrupa Dilleri Öğretimi Ortak Çerçeve Programına (CEFR) uygun olarak oluşturulan İngilizce programı toplam 6 kurdan oluşur. Kur sonunda yapılan ölçme değerlendirme sınav ve CATX değerlendirme modülü sonuçlarına göre başarılı olan öğrenciler bir sonraki kura devam etmeye hak kazanırlar.

Lise de öğrencilerimizin İngilizce seviyelerini, sınıf düzeylerine göre FCE, IELTS ve TOEFL gibi uluslararası sınavlar aracılığıyla ölçmekte, İngilizce derslerimizde bu sınavlara yönelik çalışmalar yapmaktayız. Lisemizin en önemli hedeflerinden biri öğrencilerimizin mezun olurken İngilizce de ileri seviyeye, ulaşmaları ve üniversitelerin hazırlık sınıflarını okumalarına gerek kalmadan kazandıkları bölüme direkt başlayabilmeleridir. Bu sebeple 10.sınıfta IELTS, 11. ve 12. sınıflarda yoğun TOEFL IBT’ye hazırlık programı uygulanır. Yabancı dil eğitimimizde AFS, MUN, ISTA, SCHOOL PARTNERSHIP gibi uluslararası projeler çok önemli rol oynar. Öğrencilerimiz bu projeler aracılığıyla yurtdışına çıkma şansını yakalarlar, farklı kültürleri yakından tanırlar ve değişik ülkelerden yeni arkadaşlar edinirler. Dil öğrenmenin önemini ve gerekliliğini daha iyi anlarlar.

Neden İngilizceyi ön plana aldığımıza ve İngilizceye ağırlık verdiğimize gelince; gelecekte çok dil bilmeye gerek kalmayacağını öngörüyoruz. Çünkü akıllı cihazlar, internet ve yapay zekâ teknolojileri ile zaten birçok dilde karşılıklı konuşulabileceğini ve bunun için de İngilizcenin yeterli olacağını öngörüyoruz. Ayrıca çocuklarımızın eğitim sürelerini çok dil öğrenmek yerine, bu süreyi daha etkin kullanarak farklı beceriler geliştirmeye ayırmalarının gelecek yaşamları için daha doğru olacağını düşünüyoruz. Kazanılacak daha pek çok beceri var. Çocuklarımıza spor, sanat ve farklı alanlardaki hobileri için de zaman kalmalı. Bir dil fazla öğrenmek yerine, bir müzik aleti çalmayı öğrenmelerinin, kendileri için çok daha geliştirici olduğunu düşünüyoruz.

telephoneSİZİ ARAYALIM
Yükleniyor...
DMCA.com Protection Status